Ara

Populer Sayfalar

Son Yorumlar

Toplam Goruntulenme Sayisi

Hakkinda

-
6 Ocak 2014 Pazartesi

Yurtdışında yaşayan bir anne olarak çocuklarıma Türkçe okuma yazmayı nasıl öğretebileceğimi, bunun için en uygun yaşın ne olduğunu ve ne gibi kaynaklar kullanabileceğimi uzun zamandır düşündüyordum. Çocuklarımın sadece çok dilli (multilangual) değil, aynı zamanda çok dilde okur-yazar (multilititerate) olmasını istiyorum. Bu isteğimin oluşmasında etkisi olan bir olayı anlatmak istiyorum:


Bir aile dostumuzun yönlendirmesiyle evli bir çifti hiç tanımadığımız halde, kalacak yere ihtiyaçları olduğu için evimizde ağırladık. Hanım arkadaş Türk asıllı, Bulgaristan'da doğmuş, büyümüş, Türkçe'yi ailesinden, Bulgarca'yı çevresinden ve ilkokuldan edinmiş, İngilizce'yi de, lisede okuduğu lisenin eğitimi tamamen İngilizce olduğu için,  ileri bir seviyede öğrenmiş ve yanlış hatırlamıyorsam yüksek lisans programını tanıştığımız dönemde Lübnan'da Arapça dilinde yapıyordu. Arapça eğitime tamamen Lübnan'da mı başladı hatırlamıyorum ama bütün bu saydığım dilleri konuşmanın yanında, bu dillerde okuyup yazabiliyordu. İkinci gün eve, elinde kalın bir Türkçe kitapla gelmişti. Kitabı o gün biryerlerden almış. Aldığı kitabı inceledim ve çok şaşırdım. Anadili Türkçe olan birçok kişinin anlayamayacağı ve zaman ayırıp okumayacağı kitabı okuyan ve daha bunun gibi birçok kitabı okumuş olan o hanıma çok hayran kaldım. Takdirimi arttıran nokta da Türkçe okur - yazarlığı tamamen kendi çabasıyla öğrenmiş olması. Bu hanım ve eşi, her yaz İngiltere gibi para değeri yüksek olan ülkelere gelip, yapacakları iş, temizlik yapmayı ya da birçoğumuzun ayak işi deyip küçümsediği işlerde çalışmayı gerektirecek de olsa, bunu hiç rahatsızlık duymadan yapıyorlar ve kazandıkları parayla da Lübnan'da eğitimlerine devam ediyorlar.



Çocuklarımın da bu şekilde okumayı, yazmayı seven, bunun uğruna gerekirse bazı insanların tenezzül etmediği işleri yapmaktan kaçınmayacak, bu derece bu işe müptela kişiler olarak yetişmelerini çok arzu ediyorum. Vaktini bilgisayar başında saatlerce oyunlarla heba eden ya da boş işlerle ömrünün en bereketli anlarını değerlendiremeyen gençlerin yanına bu evli çifti koyduğumda çocuklarım adına daha bir ümitleniyorum. Çocuklarım, küreselleşen günümüz dünyasında konuşabildiği, okuyup anlayabildiği diller sayesinde insanlar ve kültürler arasında köprüler kurabilecek, farklı kültürden, ırktan insanların birbirlerini tanımalarında onlara yardımcı olabilecek ve bu yollarla dünya barışında rol alabilecek bir nesilden olsun istiyorum.

Çocuklarımın çok dilde okur-yazar olması için yaptığım çalışmaları benim gibi aynı arzuya sahip olan diğer annelerin işlerini kolaylaştırmak adına burda paylaşacağım. Yaptığım çalışmalara göre:

1. Çocukların çok dilde okur - yazar olması mümkün. Çok dilde okur - yazar olan kişiler düşünme açısından tek dilli kişilere oranla daha avantajlılar. Bunun sebebi ise kavramların birden fazla karşılığını bilmelerinden dolayı olaylara çok yönlü bakabilmeleri, daha esnek düşünebilmeleri, kavramlar üzerinde kelimelerden bağımsız bir şekilde düşünebilmeleri ve zengin kelime hazinesi sayesinde hafızalarının daha iyi çalışması... (Colin Baker'ın kitabında çok detaylı anlatılıyor.)

2. Çocuklarımıza ikinci dilde okuma yazmayı öğretmek istersek, bunu ilk dilde okuma yazma öğrendiği aynı zaman dilinde yapabiliriz. Bu iki dilde aynı anda okuma-yazmayı öğrenmek için en ideal yaş aralığı 4-6 dır. İngiltere'de çocuklarımız bu yaş aralığında İngilizce okuma yazmayı öğrenmektedirler. Bizler de aynı dönemde Türkçe okuma yazmayı öğretebilir ya da başkalarının öğretmesini sağlayabiliriz.

Bu aşamada Türkçe okuma yazma öğretme sorumluluğunu ben üzerime aldım. Dört yaşına yeni giren oğluma bu sene okulun bitmesinden sonra, önce Türkçe okumayı daha sonra da yazmayı öğretmeyi planlıyorum ama bunları zamana nasıl yayayacağıma henüz karar vermedim. Bunu, biraz da zamanla çocuğumun isteğine, kabiliyetine ve benim meşguliyetime göre belirleyeceğim. Türkçe'yi nasıl öğreteceğim konusunda aşağıdaki siteden faydalanacağım:

http://www.ilkokuma.com/okuma_yazma.htm

Bu konuyla ilgili çok fazla döküman sağlayan çok fazla site mevcut. Daha başka dökümanlara ihtiyaç duyarsam ve bunları beğenirsem sizlerle inşaallah paylaşacağım.

3. Bütün bu süreçte çocuklarımızın eğlenmesi şart. Aksi takdirde çocuklarımız bu çok dilli okur-yazarlık sürecinde sıkılabilirler. Bu da fayda yerine zarar getirir. Bunun için de Türkçe çocuk şarkılarını aktvitelerle zenginleştirip, bu aktiviteleri çocuklarımla oyun havasında paylaşmayı planlıyorum. Bu çalışmanın ilki Oduncu şarkısıyla alakalı olanı ki henüz yapım aşamasında. Bitirdikten sonra paylaşacağım inşaallah.

4. Çocuklarla beraber yaptığım aktivitelerde, onlarla birlikte olduğum zaman dilimlerinde, onların dillerinin gelişmesini sağlayacak fırsatları arıyorum ve bulduğum fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum. Arabada İngilizce şarkı dinlerken şarkıda ne anlatıldığını oğluma soruyorum. Anladıysa Türçe anlatmaya başlıyor. Anlamadığı durumlarda bunu ifade ediyor ve bana soruyor ve bu  defa da ben anlatıyorum. Şarkıda geçen kelimelerin tam karşılıklarını kullanmaya özen gösteriyorum. Bunun dışında örnek olması açısından yaşadığımız bir olayı da anlatmak istiyorum:

Çocuklarımla üzüm yiyorduk. Oğlum üzüm salkımını eline alıp sallmaya başladı ve "Bak ağaç" dedi. Ağaca benzetmesi bir yandan iyi, hayal gücünün iyi çalıştığını gösteriyor ama bu benzetme biraz da aslında "salkım" kelimesini bilmemesinden kaynaklanıyordu. Hemen o zamanı fırsat bilip "Evet bu üzüm salkımı ağaca benziyor. Bu bir salkım." şeklinde salkım kelimesini öğrenmesini sağladım. Biraz zaman sonra, kızım bana kuru çubuğundan henüz koparılmamış bir üzüm tanesini gösterdi ve kesik kesik ağlamaya başladı. Normalde konuşabilen kızımın işaret diline başvurmasının nedeni "koparmak" fiilini bilmemesiydi. Hemen ona "Koparamıyor musun yoksa?" diye soru yönelttim. İkinci bir üzüm tanesini bana gösterirken bu defa "koparmak" fiilini başarıyla kullandı.


Yukarıda anlattığım bütün detayları aslında belki bir çok anne çok daha güzel şekillerde uyguluyordur, ama ben bu yazıyı yakın zamanda bu işin sıkıntısını çekmiş bir anne olarak benim durumumda olan diğer annelere destek olması açısından kaleme aldım. Daha anlatacaklarım vardı ama burda kesiyorum. Sıktıysam affola. Birilerinin faydalanması ümüdiyle....



0 yorum: