Ara

Populer Sayfalar

Son Yorumlar

Toplam Goruntulenme Sayisi

Hakkinda

-
4 Şubat 2014 Salı

"Bir çocuğun yaşamında karşılıksız sevginin yarattığı etkinin yerini hiçbir şey tutamaz." Fred Rogers


Bir anneyi en fazla üzecek ve bir anneye en fazla haksızlık anlamına gelebilecek  tablolardan  birisi şu olsa gerek: Dışarıdan birinin kısa süre birlikte olduğu bir çocuğun olumsuz görünen - olumsuz olan değil - davranışlarını baz alarak çocuk hakkında genel ve olumsuz bir yargıya varması ve o çocuğun annesinin anneliğini yetersiz görmesi. Neden?

İnsan davranışlarını sebep - sonuç ilişkisi açısından ele alacak olursak; bir davranışı bir iki sebebe net bir şekilde dayandırarak çok büyük bir hata yapmış oluruz. Tam tersine bir davranışın bilemeyeceğimiz sayıda etkeni vardır. Doğuştan gelen insan karakteri, anne, baba, evdeki kardeşler, yakın akrabalar, yakın çevre, içinde yaşanılan zamanın özellikleri, medya, okul, yaşanılan şehir ya da ülke, geçmişte yaşanmış olaylar vs. Bu sebepler arttırılabilir. Dolayısıyla sadece bir iki saat birlikte zaman geçirdiğimiz bir insanı ne kadar tanıyabiliriz? Hele bu insan çocuksa! Hayattaki kuralları bilmeden bu dünyaya gelen, herşeyi sıfırdan keşfetmeye başlayan, bize çok sıradan gelebilecek olaylara ilk defa şahit olduğu için büyük bir hayretle bizim anlamadığımız şekilde karşılık veren, gideceğimiz yere geç kalmamak için hemen arabada koltuğumuza oturmamız gerektiğini bizim gibi algılamayıp o sırada dikkatini çeken başka bir keşif avına çıkmak isteyen çocuklarla yaşadığımız en büyük problem onlarla aramızda büyük farklar olduğunun farkında olmayışımız. Bu yüzden onların bazı davranışlarını yüzsüzlük, asilik, vurdumduymazlık, sakarlık, agresiflik şeklinde algılıyor ve etiketi hemen yapıştırıyoruz. Bu tarz kötü yakıştırmalarla anılan çocuk bir süre sonra gerçekten kendisine bakıldığı şekle girmeye başlıyor.

Oğlum dört yaşında. Onunla en fazla imtihan olduğum konulardan biri yetişmem gereken bir yere giderken oldukça ağır hareket etmesi. Çok telaşlı olduğum bir kaç zaman acele etmesi konusunda kendisine çok israr ettim. Bu ısrarlarımda bazen ses tonumu ayarlayamadım ve sonrasında oğlumu kırdığımı farkettim. Bu davranışımdan dolayı çok büyük bir vicdan azabıyla kıvrandım ve bu meselenin üzerine gitmeye karar verdim. Birincisi oğlum neden benim ısrarlarıma rağmen yavaş hareket ediyordu.  Bunun sebebini bulmalıydım. Bir kaç sabah gözlemledim kendisini ve şunu farkettim: Oğlum dış kapı açılır açılmaz hemen uzun saatlerdir görmediği dış dünyayı gözlemlemeye başlıyor. Bir defasında yere düşen yağmur damlalarını izlediğini farkettim. Bazı zamanlar gökyüzüne bakıyor ve sanırım gökyüzünde uçak olup olmadığını kontrol ediyor. Bazen evimizin dış kapısından görünen tren yoluna bakıp trenin geçip geçmeyeceğini merak ediyor. Bazen yerde biriken sulara bakıyor ve belki de o sulardaki yansımaları gözlemliyor. O sırada bunu çok şiddetle yapmak istediğinden benim sesimi duymuyor ya da duymamazlıktan geliyor. Tekrarlı gelen sesimin tonu artınca hemen ayakkabılarını giymeye başlıyor...



Dış dünyaya benim gibi bakmayan ve inceleme isteğiyle ağır ağır hareket eden çocuğuma ısrar etmem ve en sonunda ses tonumu yükseltip onu kırmam ne kadar doğru? Bir anne olarak bana düşenin bir yere gideceksem çok önceden hazırlanmak ve oğluma dış dünyayı keşif için zaman vermek. Böylece hem ben telaşa kapılıp stres olmam hem de oğlum dış dünyayı gözlemlemenin zevkini yaşamış olur. bB aynı zamanda uzun vadede tefekkür etmeye de zemin hazırlar.



Evet çocuklarımızın gözüyle bakabilirsek şu dünyaya, onlarla daha uyumlu yaşamayı başarmış oluruz. Belki o zaman her davranışlarını kötü algılamaz, çocukluklarına veririz. Başka çocuklara da aynı gözle bakabilirsek annelerinin anneliklerini olumsuz değerlendirmez ve böylece en hassas oldukları bu konuda onları kırmamış oluruz.

Hiç bir çocuk bir başka çocukla  kıyaslanamaz. Allah herkesi özel yaratmıştır. Herkesi farklı ağırlıklarda, farklı tonlarda donatmıştır. Herkes, sadece ve sadece Allah'ın insan olarak yarattığı ve kendine muhatab kıldığı yönüyle çok değerlidir ve saygıya layıktır. Çocuklarımıza ve diğer çocuklara bu gözle bakabilirsek ne kendi çocuğumuzun daha iyi, daha yetenekli olduğu düşüncesine kapılıp kendimizi üstün göreceğiz, ne de çocuğumuzun eksik, yetersiz olduğunu düşünüp muzdarip olacağız. Bu açıdan bakıldığında kardeşler bile kıyaslanmamalı. Her çocuğa keşfedilecek bir dünya gözüyle bakmalı ve başarılı bir ebeveynliğin buna bağlı olduğunu bilmeliyiz. Evet, çocuğunu keşfetmeye çalışmak, onu baştan olduğu gibi kabullenip, koşulsuz sevebilmek çok önemli.

Çocuğu boya kalemleriyle resim yapmayı pek tercih etmeyen bir anne olarak başta çocuğumun bu durumuna üzülmüştüm. Acaba oğlumda bir yetersizlik mi var diye düşünmeye başlamıştım. Sonra onu daha yakından gözlemleyince bir gün, aslında bunun yetersizlikten değil de ilgisinin farklı alanlarında oluşundan kaynaklandığını farkettim. O gün, elindeki boya kalemlerini alıp arabaları için park edilecek bir alan oluşturuyordu. Boya kalemlerini, arka arkaya dizerek, araba park yerlerinde arabaların düzgün parkedilmesini sağlayan cizgileri canlandırmaya çalışıyordu. Ne güzel ki çocuğum boya kalemlerini aslında bilinenin dışında hayal dünyasını harekete geçirecek bir amaç için kullanıyordu. Bunu keşfetmiş olmak beni çok mutlu etti ve daha önce bu konudaki olumsuz düşüncelerimi alıp götürdü.

Sonuç olarak, çocuk dünyası biz yetişkinlerinkinden çok farklı. Onların haşarılıklarını, taşkınlıklarını, delikliklerini, hareketliliklerini ya da sessiz kalışlarını, tepkisiz oluşlarını tek bir nedene dayandırmadan hüküm vermeyelim. Çocukken herkesçe yaka silkilen çocukların büyüdüklerinde ne kadar oturaklaştıklarına şahit oldum. Tam tersi küçükken çok akıllı, uslu diye övünen çocukların ilerleyen yıllarda çok farklı noktalara kayabildiklerini de gördüm. Zamanla olayların nasıl gelişeceğini bilemeyiz. Kendi çocuğumuz adına da garantimiz yok malesef. Ne kadar emek verirsek verelim, yine de çocuklarımızın çizeceği hayat çizgisini yüzdeyüz kontrol edemeyiz. Bu durumda yapılacak en anlamlı iş sadece bizim çocuklarımız değil, genişleyen bir anne şevkatiyle elimizin uzanabileceği diğer çocuklar için de elimizden geleni yapmak, her anneyi değerli, her çocuğu özel bilmek ve verdiğimiz emeklerin yanında bu konuda dualarımızı asla eksik etmemek....




0 yorum: