Ara

Populer Sayfalar

Son Yorumlar

Toplam Goruntulenme Sayisi

Hakkinda

-
12 Mayıs 2014 Pazartesi
Bugün çocuklarımla birlikte misafirlerimizi uğurlarken, güneş ışığı altında yağmur ciselemeye başladı. Bu, gökkuşağının habercisiydi. Sonra yavaş yavaş bütün ihtişamıyla gökkuşağı göğü bir kuşak gibi sarmaya başladı ve düğümü attıktan sonra da endamıyla bizleri kendine hayran bıraktı. Çocuklarımla dış kapının eşiğinde oturmuş vaziyette o güzel tabloyu şöyle yaklaşık on dakika izleyip kendimizce yorumlar yaptık. Bu güzel dakikaları yaşamış olmanın verdiği sevincin yanında, bir de bana düşündürdükleriyle de gökkuşağı renkliliğindeki bu anlar, "unutulmaz anlar" kategorisine yazılmayı hakketti.

Kainata serpiştirilen bütün oluşumların verebileceği mesaj sayısı sonsuz. Yeryüzünde gelmiş geçmiş bütün insanların yaşadıkları an sayısınca mesaj taşıyor bu oluşumlar. Bu da aslında en mükemmel varlık olarak yaratılan insanın kainatla etkileşiminin ne kadar renkli ve çeşitli olabildiğinin bir göstergesidir. Dolayısıyla, gökyüzünde bütün ihtişamıyla beliren bir gökkuşağı, mesajları okumaya gayret eden her insana farklı şeyler düşündürebilir. Çocuklarımla yaşamış olduğum bu güzelliğin bana düşündürdüklerini ve katkılarını müsadenizle burda paylaşacağım:

"Gözalıcı çok renklilik",  "çocuksuluk"un göstergesidir. Bunu söyleyen bir "renk uzmanı". Seminerine katıldığım renk uzmanı bir hanım, renklerin dilinden bahsediyordu. Seminerin başında, herkesten sevdiği rengin ne olduğunu düşünmelerini ve seminerin sonunda açıklamalarını rica etmişti. Benim için buna karar vermek kolay olmadı ama en sonunda aslında her rengin canlı tonlarını sevidiğime kanaat getirdim. Bunu renk uzmanı hanımla paylaşınca, bana içimde büyümemiş bir çocuğun olduğunu ve meslek olarak da çocuklarla yakından iletişim kurabileceğim bir işi tercih etmemin uygun olacağını söylemişti. Bu yorumun beni ne kadar anlattığı bir yana, sonuç olarak çok canlı tonların ve renkliliğin çocuksuluğu ifade ettiğini öğrenmiştim. Bugün, gökkuşağı renkliliğinde anları yaşadıktan sonra ise gökkuşağı üzerine daha detaylı düşününce bunun doğruluğuna aynelyakin inanmış oldum. Çünkü gökkuşağı, bana, herzaman, renkliliğiyle ve parlaklılığıyla çocukları hatırlatır. Ayrıca, çocuk kitaplarında, yapbozlarda, duvar resimlerinde çok sık karşılaştığım bir nesnedir gökkuşağı. Bugünkü tecrübemle de diyebilirim ki çocuklarla çocuklaşabileceğimiz, hayretlerimizi birbirimizle paylaşabileceğimiz, çocuksu sevinçle rahatlayabileceğimiz anların aktörüdür gökkuşağı.



Hayretlerimiz sadece gökkuşağının ihtişamıyla sınırlı kalmamalı bence. Çocuklarla kainattaki bir çok oluşumu hayretler içinde izleyerek, Rabbimiz'in çocuklarımızın içine yerleştirdiği tefekkür çekirdeğini sulamak ve beslemek adına çok önemli bir işi yerine getirmiş oluruz. Yağmur damlalarının yere değişi, şimşeğin çakması, güneşin doğması - batması, uçağın ve kuşların havada uçabilmeleri, balıkların yüzebilmeleri gibi artık sıradanlaşmış güzellikleri hayretlerle yaşamak onların kainata bakışını şekillendirecektir. Güneşin doğduğu anda dünyada yaşanan değişimler dikkatlerini çekecek, belki de ömürleri boyunca o saatlerde uyumayı büyük bir kayıp olarak görecekler. Oysaki yetiştkinler olarak birçoğumuz itibariyle o güzel dakikaları yaşamadan yaşlanmıyor muyuz? Gecenin en bereketli vakitlerini, teheccüdle ve tefekkürle değerlendirmeksizin geçirdiğimiz ömrümüzü karanlık bir kabrin habercisi ilan etmiş olmuyor muyuz? "Fecr", "Duha", "Leyl" gibi surelerle dikkatlerimizi günün farklı zaman dilimlerine çeken Rabbimiz'in bir çok mesajının gizli olduğu bu anlardan  bihaber yaşamak büyük bir mahrumeyet değil mi? Çocuklarımıza bu mahrumiyetleri yaşatmamak adına onlarla kainattaki oluşumları hayretler içinde izlemek, farklı zaman dilimlerini hissetmelerini sağlamak işte bu açıdan çok değerlidir.

Kainattaki değişimleri -ki özellikle bu değişimler gökkuşağının ihtişamı ya da şimşeğin çakması gibi çok keskinse ve kısa bir süreyle vazifesini eda edecekse- bu anlarda yapılacak en güzel şeyin ibadet etmek olduğunu Efendimiz(sav)'in bildirmesiyle anlıyoruz. Güneş ve ay tutulmalarında husuf ve küsuf namazlarının kılınması, farz namazın vaktinin güneşin doğuşu, batışı ya da gün içinde gökyüzündeki konumu dikkate alınarak belirlenmesi, Ramazan ayının başlangıcının ve bitişinin, hilalin görünmesine bağlı olması, ibadetler ve kainattaki değişimlerin birbiriyle ne kadar irtibatlı olduğunun çok açık bir göstergesidir. O halde, çocuklarla bu oluşumları, hayret makamında izlemenin yanında duayla, çok kazançlı bir ibadet olan tefekkürle ve Allah'ı zikretmekle değerlendirmek çok daha yerinde olacaktır...

Birsen YILDIZ

2 yorum:

nry dedi ki...

Harika bir yazi ve fotograf olmus Birsen, ellerine saglik.

Kitaplar Ulkesi dedi ki...

Teşekkürler canım....