Ara

Populer Sayfalar

Son Yorumlar

Toplam Goruntulenme Sayisi

Hakkinda

-
24 Nisan 2014 Perşembe
Adem Güneş'in Aksiyon Dergisinde yayımlanan 21/04/2014 tarihli yazısı:


"Katıldığım bir seminer sonrasında, yaşlıca bir amca yanıma geldi.

“68 yaşında öğretmen emeklisiyim. En küçük oğlum 45 yaşında. Beni buraya davet ettiğinde, ona ‘Ben yaşlı başlı bir adamım, çocuk eğitimi ile bundan sonra ne eşim olur. Bırak evde kalayım.’ dedim. O ısrar etti: ‘Çocukların yok ama çocukluğun var, inat etme gel hadi!’ Bu söz bana dokundu. Hiç düşünmemiştim benim çocukluğum da mı vardı diye… Şimdi senin programını dinleyince içime bir şey battı. Kendimi düşündüm… Baktım… Ben hiç…”
Sonra boğazında bir şey düğümlendi, konuşamadı… Sanki elinin tersi ile bir şey iter gibi yapıp sırtını döndü gitti.
İçim acıdı…
Ardından bakakaldım… Kamburu çıkmış, sırtında koca bir çocukluğun öyküsünü taşır gibi kalabalığın arasına karıştı gitti…
Sonra 6 yaşındaki kızlarının sorunları için bir aile geldi yanıma.
Anne çok dertli: “Hocam, kızımızla başımız dertte. Okuluna bir türlü uyum sağlayamadı. Öğretmeni bir taraftan her gün mesaj gönderiyor, ‘Kızınız bugün de ödevini yapmadı’ diyor. Kızım inat ediyor, ‘Hayır yapmayacağım’… Odasını bir görseniz, darmadağın… Bana karşı geliyor, babasına karşı geliyor… Bir alışveriş merkezine gitsek, yanımızda durmuyor, sağa sola kaçıyor… Artık bu durum eşimle çatışmalara dönüşmeye başladı…”
“Kızınızla çatışmalarınız eşinizle neden probleme dönüşüyor ki?” diye sordum.
-Hocam, ben ödevini yapsın diye zorluyorum, eşim ‘Bırak, yapmazsa yapmasın, o daha çocuk.’ diyor… Ben ‘odanı topla’ diye baskı yapıyorum, eşim ‘Çocuğa baskı yapma yeter ki, bırak ben toplayayım.’ diye yüz veriyor…
Döndüm, beyefendiye baktım…
Kadıncağıza sordum: “Siz nasıl çocuktunuz?”
-Hocam, biz çocukluğumuzu mu yaşadık sanki… Benim rahmetli annem, çok titizdi… Biraz sert bir kadındı, ben daha küçük yaşta ütü yapmayı biliyordum. Bizimkisi ütülenmiş kıyafetlerini dolaba koymasını bile bilmiyor…
Ne acı bir tablo… Kızının çocuksu duygularını yaşamasına fırsat vermeyen ve onun bir an önce yetişkin olması için ha bire çekiştiren bir anne…  
Başka bir zaman, 16 yaşındaki oğlunun sinirli haline yardım almak için bir aile geldi yanıma…
Uzun uzun konuştuk, dertleştik…
Baba, “Hocam, çok çabuk büyüdü… Ne zaman büyüdü fark edemedik… İş, güç, telaş derken bu yaşa geldi… Hatamızı biliyoruz… İhmal ettik… Küçükken etrafımızda gezinip dururdu, bir şeyler anlatmak için ha bire çabalardı… Oyun oynamak isterdi, geçiştirirdim, sıkılırdım… Şimdi o bizden sıkılıyor… Oğlumu yeniden istiyorum.” diye kirpiklerini sildi…
İçim acıdı, ama ülkemizdeki ebeveynlik manzarası bu…
Çocukluk öyküleri hiç yazılmadan yetişkinlik yıllarını yaşama telaşına düşüyoruz, üzgünüm…
Ne de az tanıklarımız var çocukluklarımızın, çocuksu duygularımızın… 
Bir anne babadır hâlbuki çocuğunun en yakın tanığı ama hızlı geçen yılların pişmanlıkları ile dolu ebeveynlik hatıraları…
Bir ebeveyn çocuğuna ödev yaptırabildiği kadar değil, onun duygularına tanıklık yapabildiği kadar ebeveyndir… Yaşanmamış çocukluk yıllarıdır ebeveyni duyarsızlaştıran ve kendi çocuğuna da çocukluk yıllarını yaşatmayan gerçek…
İyi ebeveyn çocuğuna yaptırım uygulayabilen değil, onun çocukluk yıllarını yaşarken tanık olan ebeveyndir.
Bırakın çocukları, çocukça yaşasınlar, ileride zaten hayat onlara “yetişkin hüznünü” tattıracak, aceleniz ne?"
4 Nisan 2014 Cuma
Biri iki biri de dört yaşında iki çocuğu olan bir anne için dört saate yakın süren uçak yolculuğu kolay geçmeyecektir. Çocuklarımla ilk yolculuklarım çok zahmetli ve problemli geçtiğinden artık her uçak yolculuğu öncesinde himmetimi çoğunlukla o saatleri nasıl  bunalmadan, keyifli, eğitici ve kazançlı geçireceğime yoğunlaştırıyorum. Valizimi hazırlamak için sarfettiğim zaman kadar bu işe zaman ayırıyorum desem abartmış olmam.

Dün İngiltere'den İstanbul'a gelirken yine bizim için uzun sayılabilecek bir süreyi uçakta çocuklarımızla birlikte geçirdik. Yolculuk öncesi uçakta hangi etkinliklerin uygulanabileğini düşündüm ve bir liste oluşturdum. Bu listeye göre; 
- Oyun hamuru ve hamurla oynanabilecek birkaç kalıp aldım yanıma. Daha önce uçakta hamurla oynamıstık ve çocuklar bayağı keyif almışlardı. Tek olumsuz tarafı ufak parçaların yere düşmesi ve halıyla kaplı zemine yapışmasıydı. Uçaktan en son biz çıktığımız için diğer yolcular çıkana kadar biz de eşimle elimizden geldiğince çocukların ardından kalanı toplamaya çalıştığımız için bu olumsuz tarafını yok sayabiliriz. 
- Yapboz da uçakta oynanabilecek oyunlardan, çocuklarım özellikle kızım yapbozları sevdiği için iyi bir alternatif bizim için. Her çocuk için değil tabi. Bu etkinliğin de olumsuz tarafı parçaların yere düşebileceği ve bulmanın kolay olmaması ki biz dün bunu yaşadık. Kaybolan parçayı aramak da ayrıca çocukları meşgul ettiği için aslında pek de olumsuz olduğu söylenemez. 
- Kağıt ve boya kalemleriyle resim yapma kesinlikle tam uçak yolculuklarına uygun bir etkinlik. Bu vesile ile çocuklara yeni nesnelerin resimlerini nasıl çizeceğimizi gösterebilir, yeni yöntemler geliştirmelerini sağlayabiliriz. Dün uçakta bu etkinlik için zaman kalmadı. Biz tam oyun hamurlarını kaldırıp başka bir etkinlik planlayacakken birden pilotun iniş anonsunu duyduk ve çok şaşırdık. 
- Ufak parçaları birleştirip modeller oluşturmamızı sağlayan paketler de yaşlarına göre çocuklar için iyi etkinlikler olabilir. İki paket almıştım yanıma. Oğlumun sevdiği tren, helikopter, uçak gibi nesneleri belirtilen sıraya göre ufak parçaları birleştirecek olmamız oğlum için bayağı zevkli olacaktı. Fakat kızımın ordaki varlığını hesap edince uçakta bu etkinliği başarıyla sonuçlandırırmıydık bilmiyorum ama ingiltere'ye dönüşümde denemeyi planlıyorum. 


Sonuç olarak dünkü uçak yolculuğumuz çok verimli geçti ve şöyle 15 dakikalık bir kavga sahnesinden başka bizi sıkıntıya sokacak bir durumla karşılaşmadık. Çocukların yukarıda saydığım etkinlikler sayesinde daha üretken oldukları bir üst seviyeye sıçradıklarını gördükçe onlarla her fırsatta yapacağım erkinlikleri daha bir planlamaya ve kazandırabileceği sonuçlara göre etkinlikleri zenginleştirmeye gayret ediyorum. Allah'tan duamız çocuklarımız üretebilen, düşünebilen, karar verebilen aktif tam birey ve kul olmaları. Bu yönde atılan her adımın da biz ebeveynlere kazandıracağı sevabı da cabası...